DİĞER
“Basit çizim tekniğine kontrast oluşturan keskin konuları ele alış tarzıyla çizgi roman dünyasında kendine has yer edinmiş bir çizer ve hikâye anlatıcısı Fabien Toulmé her zaman yaptığı gibi konuşulmak istenmeyen bir konuyu daha sakınmadan ve samimiyetle dillendiriyor; cinsiyet eşitliğini ve her yaşta özgürce aşkı...”
K24'te Eylül ayının son vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Pınar Kür kurguya büyük önem veren ve bunu ilk kitabından başlayarak ustalıkla başaran bir yazar olmakla birlikte, kendini kurgunun arkasına fazlasıyla saklayan bir yazar değildir. Özellikle romanlarında hemen her zaman kendi akranı diyebileceğimiz kişileri yazar. Bu da onun kendi kuşağının dönümlerini tam zamanında yakalamasına yarar."
“Bize ‘büyülü’ gelen yerlilerin gerçekliği öylesine yoksundur ki büyüden… Belki de hayaletlere inanmak soya tarlalarından yayılan zirai kimyasalları görmekten daha kolaydır. Oysa hayalet hikâyeleri gözle görülmeyen şeylerden çok, gözümüzün önünde durduğu halde göremediğimiz gerçekler hakkındadır.”
"Ginsberg’ün erken dönem itirafçı, sert ve konuşma diline öykünen şiirlerinden ilham alan Kandel’ın Beat şiirine getirdiği yeni bir soluk var: Zina, mastürbasyon, uyuşturucu bağımlılığı ve evlilik gibi temalar ilk defa bir kadın Beat’in gözünden yazılmaktadır."
“Şiddet sadece negatiflikten değil, pozitiflikten de doğar. Genazino’nun romanları pozitiflik toplumunun işlediği bir dünyada nefessiz kalmış karakterlerle doludur. Negatifin dışlandığı, çıplak yaşamın mutlaklaştığı bir dünya düzeninde, ölümü, aşkınlığı hatırlatacak hiçbir eprimişliğe, çürümeye yer yoktur.”
"Candide iyimserliğin simgesidir Voltaire’nin anlatısında. Ben de içinde yaşadığımız bu karamsar ortamda iyimserlik üzerine yazmak istedim. Çıkış noktam zaten Voltaire’in Saf Oğlan’ıydı. Ama sonra anlatı kendi mecrasında yürümeye başladı. Başka yerlere gitti. Lale Devri’nde Candide’i gezdirmek, sevgilisini o ortamda kahramanıma aratmak gibi bir amacım vardı."
"Yazarımız, erkeklerin telli duvaklı gelin olduğu düğünlere katılıyor, kadınlarla erkeklerin birlikte yıkandıkları hamamlara gidiyor, misafirlerine kadınlarını ikram eden yerlilerin köylerine uğruyor, ‘vahşi dünya’ya yerleşip orada harem hayatı yaşayan beyaz erkeklerle karşılaşıyor, Japonya’da geyşaların arasında kalıyor, geleneksel ve coşkulu bir tür orji olan ‘kanana ayini’ni izliyor..."
Neo-liberal kapitalizm ve dijital çağın narsisizmi bütün aşk ilişkilerini erozyona uğratıyor, "aynılık cehennemi"ne yol açıyor...
Yarın Yarın, yayımlandığı tarihte çok ilgi görmesi bir yana, cinsellikle ilgili içeriğine yönelik ithamların aksine ne Seyda’nın ne de Aysel Alsan’ın cinsel özgürleşmesi, bu anlamda bir aydınlanma yaşamasına dair bir şey söyler
Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk, O Gün İçin Bir Şemsiye ve Aşk Aptallığı romanlarının yazarı Wilhelm Genazino'nun tuhaf ve huzursuz dünyasına bir yürüyüş...
İnsanın parayla ilişkisi onun kumaşını hemen belli eder. Kim olduğunu anlarız. Aynı şekilde insan ilişkilerinde de para bir tür asit testi gibidir, belirleyicidir. Property (Mülk) kitabının yazarı Lionel Shriver bunun tamamen farkında...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık